Kanlı Oda Bölüm 1

KANLI ODA
BÖLÜM 1


Kararmış bulutlar sanki gökyüzünü yaracakmışçasına yağmurun yağdığı bir sabahın ilk saatleriydi. Yağmurun ve şiddetli esen rüzgarın etkisiyle birlikte, sokaktaki bazı ağaçların kırılmaya, hatta daha zayıf olanlar, yerlerinden çıkmaya başlamıştı. Herkes evlerine kapanmış, okullar ve iş yerleri geçici bir süreliğine kapatılmıştı. Dışarıda tek tük insan vardı. Bunlardan birisi de proje ödevini teslim etmek için son günü bekleyen Ömer'di. Söylene söylene ve sırılsıklam olmuş bir biçimde, okuluna varmıştı. Hemen ödevi teslim edip, bir an önce bu sıkıntıdan kurtulmak istiyordu. Hızlıca müdürün olduğu ikinci kata çıktı.

Kapı sonuna kadar açıktı. Çok şaşırmıştı, çünkü müdür birisinin odaya girip çıktıktan sonra kapıyı açık bırakmasına deli oluyordu. Odaya yaklaştı ve formalite icabı kapıyı çaldı. Müdürün oturduğu koltuk boştu ve sanki içerde arbede yaşanmış gibi, her yer her yerdeydi. Bu işe bir türlü anlam veremiyordu. Proje ödevini aklındaki bir çok soru ile birlikte, müdürün masasına bıraktı. Tam odadan çıkarken, dolaptan sızan ince ve koyu bir sıvının aktığını gördü. Yaklaştıkça, garip bir koku geliyordu. Merakına yenik düştü ve daha da yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı. En sonunda, ince ve koyu renkli sıvının bulunduğu çok ağır kokan dolaba vardı. Bu kokuyla beraber, bir hışımla dolabı açtı. Açtığı gibi, önüne neredeyse dayaktan ve bıçak izinden tanınmayacak kadar kötü olan bir ceset ayaklarının dibine düşüvermişti.

Ömer, o atmosferin korku ve dehşetiyle, kendini geriye doğru fırlattı ve kendini cesetten uzaklaştırmaya çalıştı. Ayaklarıyla yeri itiyor ve o korkunç anı görmemek için kafasını farklı bir yöne çeviriyordu. Eli ayağı korkudan birbirine girmişti. Ne yapacağını bilemiyordu. Kendini odadan dışarı attı ve elini cebine sokup, telefonla babasını aradı.

- “Ba ba ba baba, hemen gel.”

- "Oğlum, sakin ol. Neler oluyor, anlat."

- “Ba ba baba, okul.”

- "Oğlum, anlamıyorum. Sakin ol."

Ömer telefonu kapatmıştı. Okulda yardım edecek başka birisi var mı diye, okulu hızlı bir şekilde, korku, panik ve tedirginlikle turluyordu. Her yere gitmişti, ama koskoca okulda kimse yoktu. Elini yine cebine attı ve babasını tekrar aradı.

- "Alo baba, hemen okula gel." 

- "Oğlum Ömer, neler oluyor? Tane tane anlat."

- "Baba, müdür!" 

- "Ne oluyor müdüre?" 

- "Ölmüş!" 

- "Tamam, hemen geliyoruz."

Bir süre sonra, yağmur sesinin arasından bir siren sesi duyuldu. Ömer biraz daha olsun rahatlamıştı. Babası ve ekip arkadaşları hemen Ömer'in yanına geldiler. Babası Ömer'i sakinleştirirken, ekip arkadaşları odaya girdi ve cesedin olduğu yere geldiler. Ama kokudan, cesedin yanına zar zor vardılar. Ekip arkadaşları komiser Eren'e seslendiler. Eren hemen içeri girdi, ama kokudan o da etkilendi. İçerde biraz daha kalsalar, neredeyse bayılacaklardı. Dışarı çıktılar ve telsizle, acilen, ekibinin olay yerini incelemeleri için, "Teknik Anadolu Lisesine" gelmeleri gerektiğini belirtti.


Yazar : Kerem Dönmez

3 Yorumlar

  1. I think your book was terrible and i dont think you could've made it any worse by your humanly atrocities and i think you should kill yourself and dont come back to life forever

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Even writing this comment with your small and useless brain is a great success, I wish you success in life.

      Sil
  2. herkeze hitap edeceğini düşünmüyorum. fakat, hitap edilen kitle için vazgeçilmez bir eser olacak tır.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski