Bölüm 1
"Issız bir gecenin karanlığındayım. Pus tutmuş sokak lambasının tam ortasındayım. Sokaklar sessiz. İçimdeki acı dolu bir haykırışı benden başka kimse duymuyor. Yapamamışım, başaramamışım. Hayalimi, geleceğimi, umutlarımı, sevincimi bir trafik kazasında kaybetmişim sanki. Beynimdeki çığlıklar kaybediyorum. Karanlığa gömülüyorum."
Alarmın zır zır diye ötmesiyle uyandım. Hemen kalkıp hazır olmalıydım, uçak saatim yaklaşıyordu. Kalktım ve hızlıca hazırlanıp geceden hazırladığım bavulumu kapının önüne koydum. Vedaları hiç sevmem, eee zaten kimse sevmez ki. Arkamı döndüğümde canım teyzemi karşımda buldum. Elinde bir kap su, yüzünde hüzün, gözleri sel olmuş bir şekilde duruyordu karşımda. Gözlerim o kadar çok doldu ki, o duyguyu anlatamam size. Teyzeme bunu farkettirmesemde, üzülme, en kısa zamanda yine geleceğim diye teselli edip boynuna sarıldım. Geç kalıyordum. Hızlı bir şekilde pasaport, cüzdan, telefon ve olmazsa olmazım güneş gözlüğümü alıp kapıya doğru yöneldim. Teyzem ile aşağı indik. Çağırdığım taksi gelmişti. Bavulumu arabanın bagajına koyuyordu bile. Teyzemle zorda olsa vedalaştıktan sonra gözüm teyzemin arabanın arkasından döktüğü suda kaldı. Canım teyzem, hakkını hiçbir zaman ödeyemeceğim.
1 Ay Önce
Üniversite sınavı sonucumun açıklamasıyla birlikte yaşadığım şeyi anlatamam. Bir yıldır hazırlandığım sınava girmiştim. Panik atağımdan dolayı sınava geç kaldığımı düşünün. Kalbimi ağzıma getirmiştim ve sınav rezalet geçmişti. Benim için hayallerimin, geleceğimin bütün umudu çöp olmuştu. Ama canım sağolsun, her şey olacağına varır, bir yerde kazanamayacağımı anladığımda arkadaşımın Londrada çalışma teklifi aklıma geldi. O çoktan gitmişti. Beni ne kadar ikna etmeye çalışsa da, Türkiye'de bir şey kazanacağımı düşünüp okurum diye düşünmüştüm. Ama gel gör ki sonuç berbat. O teklif aklıma gelince, arkadaşım Canber'i aradım… aradım… 3 kere aradım. Ah! Aç şu telefonu derken 6. Aramamda baktı, telefona.
- "Kanka, ya kusura bakma, duştaydım."
- "Ne zaman ilk aradığımda açarsın ki, zaten?"
- "Ya yine başlama işte, duymadım."
- "Her neyse, bir şey diyeceğim. Geçen attığım sınav sonucundan durumu anlamışsındır umarım."
- "Aynen kanka ya, üzülme, yine yaparsın sen ama sana demiştim."
- "Ya tamam, dur, tekrar sınav psikolojine giremem, bir de bu arada bak ne dicem sen bana, Londraya beraber gidelim falan demiştin hani?"
- "Şaka yapıyosun değil mi? Geleceğim deme, mutluluktan bayılırım."
- "Daha sevinmene erken canberkciğim. Ben şimdi gelmeyi düşünüyorum ama umarım gelir gelmez iş bulabilirim."
- "Ya kanka, dert ettiğin şeye bak, patronla iyi anlaşıyorum, alırım seni yanıma."
- "İyi o zaman kanka, ben bunu teyzemle konuşup sana yine haber vericem."
Deyip, telefonu yüzüne kapadım. İçimde bir kıpırtı vardı sanki. Kalbim orada her şeyin daha güzel olacağını söylüyordu.
"Ben, annesi tarafından istenmeyip, teyzesine verilen bir çocuktum işte. Zavallının birisi."
Ertesi sabah kahvaltıda teyzeme bu konuyu açtım. İlk önce olmaz dese de, ikna kabiliyeti yüksek bir kişi olarak teyzeme, 3 ayda bir kesin geleceğim şartıyla birlikte kabul ettirdim. En kısa zamanda her şeyi halledip gitmek istiyordum.
- "Umarım gittiğin yerde mutlu olursun, Semih. Umarım orada çok mutlu olursun."
Yorum Gönder