BÖLÜM 2: DELİ ERMİŞ
Şaşırıp kalmıştım. Bizim deli dediğimiz, doğru düzgün konuşamaz dediğimiz adam neler diyordu? Uzaklaşmak istedim nedensizce. Yavaş yavaş ayrıldım yanlarından. Her adımımda düşünüyordum, en kötüsü de ne düşündüğümü bile bilmiyordum. Çok garip bir haldeydim. Nereye gideceğimi bilemez bir halde boş boş dolanıyordum. Sonra içimden bir ses kahvehaneye gitmemi söyledi. Yada ben gitmek istiyordum, bilmiyorum. Kahvehane'nin yanına geldiğimde herkes..."O Mazlum, nerdeydin? Bugün seni hiç görmedik." Cevap vermeden, kahvehaneden içerip girip, boş bir sandalyeye oturdum.
"Mazlum, bir şey mi oldu? Neden konuşmuyorsun?" Onlara doğru dönerek. "Yok ya, işim vardı o yüzden geç kaldım." "Bizde, sen konuşmayınca, bir şey oldu sandık." "Yok be ağabey, bir şey olsa haberiniz olur."
Bu soruyla birlikte bir şey daha anlamıştım: Günümün yarısını boş boş kahvehanede geçiriyordum. Gerçi nereye gidecektim ki? Sonuçta, kahvehanenin sahibi bendim. Bu kahvehane olmasa, gelir kaynağım olmayacaktı... Ama, deli dediğimiz adam o her yeri dolaşıyordu. Her gün farklı yerlere gidiyordu. Sahi, ya biz bu adama neden deli diyorduk? Sonuçta, doğru düzgün bir şekilde konuşabiliyordu. Ayağa kalktım ve "Bir dakika, her kez bana bakabilir mi? Bir şey soracağım." Kahvehanedekiler bana odaklanmış bir şekilde "Sor bakalım" dediler, hep bir ağızdan. "Biz bu bizim köydeki deliye neden deli diyoruz?" Birisi gülerek "Deli olduğu için deli diyoruz" dedi. "Bu da sorumu." "Peki, deli olduğunu nerden biliyoruz?" Dememle arkadan "Harbi ha, biz neden deli diyoruz o adama?"
Kahvehanedekiler tartışmaya başladılar: "Neden biz bu adama deli diyoruz?" diye. Tartışma devam ederken, içeri köyümüzden saygın yaşlı bir amca girdi. "Hayırdır, neyi tartışıyorsunuz?"
"Amcacığım, bizim köyde bir deli vardır, bilirimsin?" "Evet, bilirim." "Neden deli diyorlar? Hatta neden deli diyoruz?" Hafif bir sitemle, "Şöyle geçinde anlatayım."
"Bu deli dediğiniz adamın ismi Mahmut. Dur zamanında bir kıza aşık olmuş, kızla beraber kaçmışlar. Ama kızın planı çok farklıymış: Mahmut'u bırakıp gitmiş. Neden gittiğini bende bilmiyorum. Daha sonra Mahmut, bazı nedenlerden dolayı deliler hastanesine yatmış. Belli bir süre orda kaldıktan sonra da işte bizim köye gelmiş."
Kahvehanedeki herkes tek bir çıt çıkarmadan dinliyordu. Amcayla bir şeyler daha konuştuktan sonra, başım ağrımaya başlamıştı. Bugün yıllardır düşünmediğim kadar çok düşünmüştüm. Çırağa, 'Bugünde sen kapatırsın,' diyip kahvehaneden ayrıldım. Hava kararmıştı, yıldızlar ve ay çok net bir şekilde görünüyordu. Havanın üşüten soğuğuyla birlikte, ellerimi cebime koydum. 'Vay be!' dedim, 'bizim deli dediğimiz adama bak, adam aşk acısından neler çekmiş?' Başımın ağrısı da havanın soğukluğuyla mı bilmiyorum ama geçmişti. Eve vardım, kıyafetlerimi değiştirip yatağıma uzandım. Yarın deli Mahmut'un yanına gidip, asıl işi ondan öğrenmeliydim. Yastığa başımı koymamla, uyumam bir olmuştu.
Yazar: Batuhan Kuru
Görüşlerinizi ve yorumlarınızı paylaşmayı unutmayınız.
YanıtlaSilBaşarılar dilerim kardeşim
YanıtlaSilYorum Gönder